Son sınıf: bir dönemin sonu!



Haziran ayının sıcak nefesini insanların ensesinde hissetirmeye başladığı şu günlerde, öğrenciliklerinin son demlerini yaşayan insanları da bir mezuniyet telaşı almış durumda. Orta okul ve lise son sınıf öğrencileri, gelecekte gitmek istedikleri okullara ilişkin hayaller kurarlarken; bu durum üniversite son sınıf öğrencileri için daha farklı. Hayatlarında yapmayı en iyi bildikleri iş olan öğrencilikten, bir anda emekli konuma düşecek olan öğrenciler için bu durumun alışılması zor olduğu çok açık. Üstelik sene başında patlak vermiş olan ekonomik kriz de gelecek konusunda duyulan endişeleri katbekat artırmakta. İleride nasıl bir işim olacak, istediğim gibi bir iş bulabilecek miyim, ya da daha da önemlisi herhangi bir iş bulabilecek miyim soruları kafaları kurcalayıp duruyor.

Bunca sene eğitim almış ve üstelik oldukça iyi üniversitelerden mezun olacak olan bireylerin böyle düşünceler içerisinde olması şüphesiz, ülkedeki durumun vehametini gözler önüne sermeye yeterli. Her sene üniversitelerden mezun olan binlerce kişi iş arayadursun, yöneticilerimiz de sağolsun yeni yeni üniversiteler açarak bu iş arayan yığınına yenilerini ekleme çalışmalarına tam gaz devam etmekteler. Bakalım kazanan taraf kim olacak, merakla beklemekteyiz. Aa pardon, halkımız her halükarda kaybeden olduğuna göre az mı çok mu kaybedeceğini bekleyip göreceğiz artık.

Oysa ne zorluklarla girildi okumak için o üniversiteye. Girmek zor, bir kere girilince nasıl olsa okunur diye düşünenler oldukça büyük kayalara tosladılar. Zira o zamanlar hiç kimse "Üniversitede çalıştığım kadar ÖSS için çalışmış olsam ÖSS 1. olurdum." diyen yol göstericilerini dinlemedi. Sonuç: düşük ortalamalar, sosyal insanlar (tamam çok değil belki ama bir parça) oldu. Yine de sosyallik adına yapılmaya çalışılanlar da takdire şayandı. Üniversite öğrencileri -tabi ki yüksek lisans yapmayacak olanlar- uzun yıllar süregelen öğrencilik hayatlarına noktayı koymaya hazırlanırken, öğrencilik anıları da bir bıçak gibi kalbe saplanıveriyor ne yazık ki :p İyi de olsa kötü de olsa bu bir döneme son noktayı koyuş. Pervasızca derslerden kaçışlara, aklına estiği gibi giyinmeye, sabah okula geç gitmeye, bitmek bilmeyen proje dolu gecelere, sınavdan önceki gece sabahlamalarına, kantin molalarına, geceler boyu kahve tüketimlerine ve okul çok boğduğu dönemlerde ansızın geliveren alıp başını gitme isteğine...hepsine bir son. Hüzünlü, hüzünlü olduğu kadar bir o kadar da mutlu bir son. Ne derler bilirsiniz; her şeyin bir sonu vardır ama sonlar da her zaman bir parça da olsa acı verir. Sözün ikinci kısmı bana aitti, tamam itiraf ediyorum :) Üniversitenin beni tüm deli etme çabalarına rağmen, akıl sağlığım yerinde bir şekilde (en azından ben öyle düşünüyorum) ayrılıyorum bu kurumdan. Her şeye rağmen, her şey çok güzeldi ve her dakikasına değdi. Ama yeniden üniversite okur musun deseler, cevabım: Kesinlikle hayır! (Neyse, ben yine de bir düşüneyim :p)


top