Zaman ve mutluluk üzerine


Zamanda yolculuk yapma şansım olsaydı sadece geçmişe giderdim. Özlediğim o kadar fazla an var ki. Mutluluk sanıldığının aksine bir süreç değildir, anlardan oluşur. Size en çok ne zaman mutluydunuz ya da en son ne zaman mutluydunuz diye sorsalar, anlardan bahsedersiniz süreçlerden değil. Tüm okul hayatım boyunca mutluydum diyebilir misiniz ya da tüm doğum günü partim boyunca? O çocuk size gülümsediğinde mutlusunuzdur, en yakın arkadaşınıza sarıldığınızda, pasta kesilirken, yüzük takarken... Kısa bir an... Bazen yaşarken farkında olmadığımız ama o anı sonsuza dek kaçırdığımızda ölesiye özlem duyduğumuz, bazen neden o kadar mutlu olduğumuzu bile anımsayamadığımız. Kendimi Maçka yokuşunu inerken anımsıyorum, Beşiktaş sahilde otururken, Alanya'da yıldızların altında kumsalda Beatles dinlerken, o en sevdiğim şarkıcının konserinde o şarkıyı dinlerken, aklıma düşen bir notu sokak ortasında defterime yazarken... Kısa kısa anlar.

Geçenlerde About Time filmine gitmiştim, sinemaya. Bilim Kurgu açısından eksikleri olan bir film ama duygu yoğunluğu açısından harika bir film. Anı yaşamak, anın tadını çıkarmak üzerine kurulu, hayatı sorgulatan bir film. Filmden çıktıktan sonra "Hayatım nereye gidiyor?" diye sorguluyorsunuz kendinizi bir süre. 

Daha fazla farkındalık lazım. Hayatın içinde boğulurken, görüş açımızın gittikçe azaldığının farkındayım ama yine de farkındalık lazım. En azından çabalamak.



Son olarak:

- Neden o aptal tavşan kostümünü giyiyorsun?
- Neden o aptal insan kostümünü giyiyorsun? (Donnie Darko)

Her şey görecelidir, mutluluk da ve hatta yaşam da.




top