Hayranlık uyandırıcı bir şeyler


Hayatta imkansız diye bir şey yoktur. Çoğunlukla hiç ummadığımız şeylere ya da kişilere içten içe ilgi duyarız. Bunun farkına vardığımızda kendi kendimizden dahi şüphe ettiğimiz olur. Misal, kendimizi "Asla yapmam!" dediğimiz şeylerin kıyısında gezinirken buluruz çokça. Yine, kafamızda bir profil dururken gider bu profile en uzak insana aşık oluruz. Peki neden tüm bu karmaşa? Neden bu bize tıpatıp benzeyen, çok yakınımızdakilere değil de hep uzaklardakilere erişmeye çalışmaca? Hani bir şarkı vardır: "Bazı şeyler için iyi olmak yetmiyormuş." diye, işte o hesap. İyi olmak, güzel olmak, akıllı olmak, mükemmel olmak, hatta mükemmel ötesi olmak vs. vs. bunlar hiçbir şey, olayın özü şu: Hayranlık uyandırmak. Yukarıdaki özelliklerden hiçbirisi sende olmasa bile eğer karşındaki kişiyi herhangi bir özelliğin ile kendine hayran bırakabiliyorsan, o kişi için bambaşka bir yerdesindir. Aşk dediğimiz şeyin özü de bu: Hayranlık uyandırmak. Herhangi bir kişinin herhangi ufak bir özelliğine hayran olmak kadar basit bir şey aşk: gülüşüne, ses tonuna, konuşmasına, ellerine, gözlerine, yürüyüşüne, bakışına, zekasına, bilgi birikimine, fiziğine, karakterine, kariyerine, gücüne, parasına... Bu cümleyi istediğiniz gibi devam ettirebilirsiniz, sonsuzlara gider. Yani siz mükemmel de olsanız, ağzınızla kuş da tutsanız, uçsanız da kaçsanız da karşınızdaki insan sizde hayranlık uyandıran bir şey göremiyorsa o insanın neden ilgisini çekemiyorum diye üzülmek boşuna. 




Zannettiğimizden daha basit bir matematik var anlayacağınız. Kafa tutması, iyi anlaşmak, çok sevmek, güzellik falan hepsini çöpe atın. Eğer karşınızdaki insanda hayranlık uyandıramamışsanız ya da uyandıramıyorsanız, uyandırmanın yollarını arayın.


top