Tepkime


Hayatın zincirleme tepkimelerden oluştuğuna inanıyorum. Bir ya da birden fazla zincirleme tepkime olabilir, ama herkesin hayatı illa ki kocaman zincirleme tepkimelerden oluşuyor. 

Her zincirleme tepkime bir hikaye aslında. Başlarken hangi halkaların tetikleneceğini asla bilemediğimiz bir hikaye. Sadece varsayımlarla hareket ediyoruz, bir kıvılcım ve her şey başlıyor. İlk tepkime sonrakileri tetikliyor, tüm tepkimeler bitene kadar bu böyle devam ediyor. Tüm tepkimeler sona erdiğinde kendimizi tahminlerimizden ve başlangıç noktamızdan çok çok uzaklarda bulabiliyoruz. Hayat da böyle bir şey değil mi zaten? Bir şeyi delice isterken ve beklerken hayat bize başka başka şeyler sunuyor. Bir bakmışız hayatımız bambaşka bir yöne gitmiş. Yaşarken önemini fark edemediğimiz bir yığın şeyi geçmişe dönüp baktığımızda anlamlandırabiliyoruz ancak. 

Hayatımızda sıkışıp kaldığımıza inandığımız dönemler de yine bu tepkimelerle alakalı. Zincirleme tepkimenin bir noktasında, iki tepkimenin ortasında bir yerlerde takılıp kaldığımız zaman ilerleyemiyoruz. Zincirleme devam edemiyor, bir sonraki tepkimeye geçemiyoruz bir türlü. Yeni tepkimeye geçebilmek ve zincirlemeyi devam ettirebilmek için arkada eski tepkimelerden oluşan koca bir enkaz bırakmayı göze almak gerekiyor bazen. Enkazı arkada bırakıp, yeni tepkimeleri tetikleyecek cesareti ve gücü göze almak gerekiyor. Çünkü ancak bu şekilde yolumuza devam edebiliriz.

Takılı kalmak mı, yola devam etmek mi? İşte tüm mesele bundan ibaret.





Zaman



Yıldızları izliyorum. Sonsuza dek zamanı durdurmak istediğim anlardan birisi tam da o an, öyle güzel ki... İnsan yıldızları izlerken evrenin ne kadar büyük, kendisininse bu koca evren karşısında bir toz zerresi kadar önemsiz olduğunun bir kez daha farkına varıyor. Küçük dünyalarımızda kocaman egolarımızda kıpırdayacak yer bırakmazken, bir başkasının gezegeninde küçücük bir nokta olabiliyoruz işte.

O anda görmekte olduğum tüm o ışıklar belki de yüzlerce yıl öncenin bir yansıması. Öyle uzaklar ki... Tam da şu anda o yıldızların bir çoğu sonsuza dek yok olmuş durumda olabilirler. Üzücü değil mi? O yıldızlardan herhangi birinde durmuş bizim gezegenimizin şu andaki halini gözlemleyen birisi -orada birisi var biliyorum- için de bizim gezegenimiz aslında sonsuza dek yok olup gitmiştir bile. Bu fikir; bir gün tüm bu dünyanın öylece yok olup gidecek olması fikri, bana her zaman çok hüzünlü gelmiştir. Tüm o kitaplar, şiirler, müzikler, buluşlar, resimler, tarihi eserler, şehirler, hatıralar, güzellikler, ilk çağlardan bu yana dünyada ilmek ilmek işlenen bir dolu şey... Hepsi bir gün sonsuza dek yok olup gidecek, tek gerçek bu. Zaman tuhaf bir şey, henüz ne yıldızlardan şu andaki halimizi gözlemleyen kişi ne de biz bu yok olmanın farkındayız.


Zaman karşısında o kadar aciziz ki. Yönetebileceğimizi düşündüğümüz ama asla yönetemeyeceğimiz yegane şey belki de zaman. Hızını bile ayarlayamıyoruz. Mutlu zamanlar hızlı geçerken, mutsuzlar ölüm yavaşlığında geçiyor. Hala on sekiz yaşında hissederken, otuzlarla başlayan rakamlara geliyoruz farkına bile varmadan. Gençken onu hunharca harcama lüksüne sahip olduğumuzu düşündüğümüz için belki de, çok acımasız davranıyor bize zaman. Bize ve bedenimize hoyratça yaklaşıyor bir şeylerin intikamını alırcasına. İstediği zaman bizi küçük oyunlarla kandırıp geçmişe ışınlayıveriyor. Bunu bazen bir koku, bir şarkı ya da tek bir kelime vasıtası ile yapabiliyor. Karşısında durup bu zaman yolculuğuna engel olamıyoruz. Sevdiğimiz birisi hayatımızdan sonsuza dek çıkıp gittiğinde onu zihnimizde olduğu gibi bırakıyor aynı zamanda zaman. Onu hep olduğu gibi hatırlarken, bize gün be gün yaşlanmanın acısını tattırıyor zaman.


Size zamanı yenebileceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Olan biten bir şeyden habersiz bir şekilde hayatınıza devam ederseniz aslında o şey sizin için gerçekleşmemiş demektir. Ne zaman ki o şeyin olup bittiğini bir şekilde öğrenirsiniz, o şey sizin için işte o zaman gerçekleşmiş olur. Aldatıldığınızı öğrendiğinizde aldatılmış olursunuz, daha önce değil. Birisinin öldüğünü hiçbir zaman öğrenmezseniz, o kişi sizin için hep yaşıyor olur.


Sadece, bazen bilmemek güzeldir.




top