Hayattayken yapılacaklar listeme bir check daha...



...attım bugün. İnsanlık için küçük, benim içinse kocaman bir şeydi Notre Dame de Paris müzikalini canlı izlemek. Müzikal bittikten sonra, tadı hala damağımdayken ve kafamda tekrar tekrar izleme planları yaparken, bu tür şeyler için yeterince paramın olmadığına üzüldüm.


İlk kez üniversitedeyken tanışmıştım Notre Dame de Paris müzikaliyle. Yurt odasında Fransızca versiyonunun İngilizce altyazılısını defalarca ama defalarca izlerken bir gün canlı izleme hayalleri kurardım. Geçtiğimiz Ocak'ta Türkiye'ye geleceğini duyduğumda siz varın düşünün ne kadar heyecanlandığımı. En önden bilet alacaktım evet, almalıydım. Ardından Türkiye'ye gelecek olan versiyonun Fransızca orijinal versiyon değil, İngilizce olduğunu öğrendiğimde protesto edip gitmeme kararı aldım. Bu protesto uzun sürmedi, sonuçta yine duygularıma yenilip 26 Nisan tarihine bilet edindim kendime bir tane.


Müzikal başladığı andan itibaren büyülü bir dünyanın içine çekiliyorsunuz, yaşadığınız yüzyıldan sıyrılıp kahramanlarımızın yaşadığı döneme ışınlanıveriyorsunuz. Sesler ve performanslar çok güzel. Müzikal açıdan bir Fransızcasının yanına yaklaşamıyor tabii ama böylesine güzellikte bir şeyi İngilizce dahi olsa canlı izleyebiliyor olmak mükemmel. Yıllarca kayıttan izlerken bile kendimden geçtiğim şarkıları canlı dinlerken tüylerim diken diken, aşmış tepe noktası Belle'de Quassimodo, Frollo ve Phoebus'ın hep beraber söyledikleri kısım. Le Temps des cathedrales, Tu vas me detruire, Ave Maria ve diğerleri... Hepsi birbirinden güzel.


Müzikalden çıktığınızda, o büyülü melodiler hala kafanızda dönerken, aşk ve insanlık tarihi üzerine düşünürken buluyorsunuz kendinizi, yüzyıllar geçse de bazı şeylerin hiç değişmediğini. Aşk uğruna yapılan çılgınlıkları, kadınlara yüklenen yükü, kendinden olmayanı ötekileştirme çabalarını, hırs, sadakat ve sadakatsizliği...


Esmeralda'ya kimin daha fazla aşık olduğuna dair iddialar devam ederken... "Daha fazla aşık olmak" diye bir kavramın aslında var olmadığını hatırlatmak isterim. Herkesin aşkı yaşayış ve ifade ediş şekli farklı sadece. Quassimodo daha saf ve temiz bir aşıktı, Frollo daha çok arzulayan ve tutkulu, Phoebus ise daha çabuk vazgeçen...






0 yorum var :):

Yorum Gönder

top