Her güzel şey bitermiş.

  
  
Tadında biten şeyleri severim. Sevdiğim dizilerin uzatılıp uzatılıp kabak tadı verdikten sonra nefret ettirilerek finalinin yapılmasındansa, zirveye ulaştığı dönemde bitirilmesini yeğlerim. Bir pastayı koca bir porsiyon yiyerek pastadan tiksinecek duruma gelmektense tadımlık alıp o pastayı zevkle yemeyi severim. İşte bundan dolayıdır ki Teoman'ın müziği bırakma kararını ilk duyduğumda şoke olmadım. (Nerden çıktı bu karar derseniz bağlantısı burada: Baglanti )

Çünkü son yıllarda Teoman geçmişteki başarısından oldukça uzak bir çizgide seyrediyordu. Elbette ki dinlenesi şarkıları vardı her zamanki gibi ama o efsane 17, Gönülçelen ve hatta daha yakın zamandaki Renkli Rüyalar Oteli albümlerindeki müzikalitesinden gittikçe uzaklaşıyordu. Bu açıdan kendisini yıpratmadan ve hayranlarını daha fazla yaptığı müzikle üzmeden müziği bırakma kararı mantıklı bir karar gibi duruyor -tabii ki mantıklı düşününce bu böyle!
  



Oysa diğer taraftan duygusal bir bakış açısıyla bakıldığında her şey tersine dönüyor, özellikle müzik benim gibi hayatınızda önemli bir yer işgal ediyor ve sizin için önemli olan şarkılara derin anlamlar yüklüyorsanız. Sevdiğim şarkıları hep ilk çıktıkları ve onları ilk dinlediğim anlarla (şayet o anları hatırlayamıyorsam ilk dinlediğim zamanlarla) hatırlarım. Bir şarkıyı birisinin tavsiyesi üzerine dinliyorsam mesela, o şarkıyı dinlerken daima o kişi gelir aklıma. O dönemde yaşadığım önemli bir şeyler varsa, hep o olayları hatırlarım o şarkıyı dinlerken; yaşadıklarımı, paylaştıklarımı, hüzünleri, sevinçleri... Benim için bir şarkı X senesinin şarkısı değildir, benim liseyi bitirdiğim yılın şarkısıdır, 20. yaş günümün şarkısıdır vs. vs. 

Benim büyüdüğüm  dönemde Teoman çok popüler olunca ve Teoman'ın şarkı sözleri müthiş bir derinliğe sahip olunca; Teoman herhangi bir şarkıcıdan çok daha fazlasını ifade etmiştir bana. Son yıllarda nispeten kötü albümler yapmaya başladığında ve herkes Teoman'ı çeşitli tavırlarından dolayı eleştirdiğinde dahi bu tutumum değişmedi. O benim için hep özeldi, çünkü ben Teoman'la ve şarkılarıyla büyümüştüm. 

Ortaokulda derste walkmani kulağımıza takıp gizlice 17'yi dinlerdik arkadaşlarımla, henüz 12-13 yaşlarındaydık ve 17 yaşını iple çekiyorduk. Teoman'ın Telsim konserleri vardı bir ara, abimle uykusuz kalıp gece yarıları onları izlerdik. Lise hazırlıktayken çıktı Gönülçelen, şarkıya da klibe de aşık olmuştum, bir ergen için çok şeydi Gönülçelen. En sevdiğim şarkısı olan O'nun bitiş melodisine "nana nana nana na na nana na na na na!" diye deli gibi eşlik ederdim. Yine üniversitedeyken Kim'i dinlerken "sıcak evim olup kış vakti okul dönüşünde"yi yurt odasında dinleyip evi özlerdim. Bunlar ve daha anlatamadığım onlarca anı var şarkılarında hep.

Hal böyle olunca, her ne kadar mantıklı gibi görünse de çok üzüldüm Teoman'ın müziği bırakmasına. Hayalleri gerçekleşemediği için bir burukluk sezdim açıklamasında. Bir şeyi unutmuş sanırım Teoman, bu ülkede kimin hayalleri yıkılmıyor ki? Çok sevdiğim bir film olan Devrim Arabaları'nda bir replik vardır: "Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz." bizdeki de o hesap. Umarım bilmem kaç senedir yaşadığı ülkeye uyum sağlamayı seçip kaldığı yerden devam etmeye karar verir, bu kırgınlıklar geçince. Yine de neyi seçerse seçsin o bizim için hep önemli kalacak!
   
   

0 yorum var :):

Yorum Gönder

top