Yalanlar



"Ben hayatta yalan söylemem!" diyen insana dönüp bir kez daha bakacaksın, muhtemelen hayatının en büyük yalanını o anda söylemektedir "Ben hayatta yalan söylemem!" diyerek. Her ne kadar kabul etmek istemesek de, kızarsak da bozarsak da, hatta kimi zaman kendimizden nefret etsek de hepimiz yalanlar söyleriz. Bazen beyaz  bazen kara, bazen zorunluluktan  bazen eğlencesine, bazen korkudan bazen kalleşlikten...

Bir kaç yıl önce İstiklal Caddesi girişinde arkadaş grubumuzla bir adama rastlamıştık. Adam bizden para istedi. Ne için olduğunu sorduğumuzda "Şarap alacağım." dedi. Biz bu duruma dumur olmuş bir vaziyette "Ne yani bunun için mi istiyorsun?" dedik. Adam da "Evet, ekmek alacağım diyip yalan söylesem daha iyi mi olurdu?" diyerek bizi dumurdan dumura sürükleyen bir cevap verdi. Adam yalan söylememişti ama neticesinde bizden beş kuruş para koparamadı, çekip gittik.




Hani bir söz vardır: "Hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz. Bir ekmek çalan da hırsızdır, bir eve giren de." Yalan da bu sözle bağdaştırılıyor pek çok insan tarafından. Yalanın büyüğü küçüğü olmaz deniliyor. Bu noktada, sanırım sizleri hayal kırıklığına uğratacağım ama tahmin ettiğinizin aksine ben yalanı hırsızlıkla bir tutmuyorum. Benim gözümde bir insanı küçük düşürmek, arkasından vurmak için söylenen yalan ayrı; annen baban evhamlanmasın, arkadaşın üzülmesin diye söylenen beyaz yalanlar ayrı. Yalanı hiç bir şekilde tasvip etmiyorum ya da iyi olduğunu savunmuyorum ama her yalanı bir tutmuyorum dediğim gibi. Ama tahammül edemediğim bir şey varsa o da ikiyüzlülük. Karşındakine öyle düşünmediğin halde yalanlar söyleyip kandırmak, arkasından da demediğini bırakmamak. Ne kadar çoklar bu insanlar, nasıl da mantar gibi türemişler. Orada, burda, şurdalar, her yerdeler. En tahmin edemeyeceğin insan bir bakıyorsun ikiyüzlülüğün dik alasını yapıyor. İkiyüzlü davrandığı insana bu durumu anlatsan bir türlü anlatmasan bir türlü! İlgili kişi üzülmesin diye mecbur sen de yalan söylüyorsun. En zoru da bu olsa gerek.

Tamam her yalanın boyutu aynı değil ama karşımızdakini üzmemek adına da olsa söylediğimiz yalanlar, bize de zarar veriyor. Her yalanla biraz daha kirleniyoruz ve dünyayı da kirletiyoruz. Masumiyetimizden gitgide daha da uzaklaşıyoruz. Sanırım bundan dolayı, bir kaç yıl önce umurumda bile olmayan İstiklal Caddesindeki o adam şimdi bana sempatik gelmeye başladı. İyilik için de olsa kimsenin kimseye yalan söylemediği bir dünya mümkün olsa keşke!
       
     

0 yorum var :):

Yorum Gönder

top