Mülakat hikayeleri vol. 2




Daha önce bahsettiğim mülakat hikayelerimin devamını da sizlerle bugün paylaşmaya karar verdim. Zira denizde kum bende iş görüşmesi olduğu sürece bu paylaşmalar hiçbir zaman bitmeyebilir. Dök içini rahatla platformuna çevirdim iyice burayı da, neyse :) İşte bir kısmı daha:

"Big Four" diye tabir edilen denetim ve danışmanlık firmaları vardır, bilirsiniz eminim. İşte bu very big "Big Four" firmalarından bir tanesinde danışmanlık için iş görüşmesi sürecine dahil olmuştum. Önce sınava davet edildim. Başka şehirde oturduğum için hemen söyledikleri tarihte gidemeyeceğimi belirttim, daha sonraki sınava çağıracaklarını söylediler. Sınav için defalarca aradılar, en sonunda sınava katılabildim. Sınavı geçtim,  bu sefer de görüşme için ortak bir zaman ayarlayamadık, yine defalarca arama durumları vs. En sonunda ilk görüşmeye de gidebildim. 

Görüşme benim açımdan gayet olumluydu. Görüşen kişi de zaten görüşme sırasında benimle ilgili görüşünün olumlu olduğunu söyledi, üstü kapalı olarak diğer görüşmeye kesin çağıralacağımı ima etti. Hatta diğer görüşme ile ilgili taktik verdi bana. Başka şehirden geldiğim için, benim için İK ile konuşacağını sürecimi hızlandıracaklarını söyledi. Ben de dedim ki içimden "Bu sefer insan gibi davranan bir yer çıktı çok şükür!" "Bir hafta içinde haber çıkmazsa kesin arayın." dediler ayrılırken. İstanbul'da bir hafta boyunca sırf bu görüşme için bekledim, Allah'tan kalacak yerim vardı. Sonuç: tabii ki ses çıkmadı! Firmayı aradım, defalarca aradım ama her seferinde çok ilginç bir şekilde(!) İK toplantıdaydı. Kimseyle görüşemedim ama nasıl çıldırıyorum. En son aradan 3 gün geçtikten sonra bir yetkiliye ulaşabildim, meramımı anlattım. (ki bu sırada eve dönüş biletimi almak üzere acenteye gitmiştim, ulaşamasam bileti alacaktım artık.) "Ben şu an sizinle ilgili "comment"leri göremiyorum, sistemde sorun var galiba. Ben sizi 5 dak sonra arasam, olur mu?" dedi konuştuğum kişi. Ben de "Bakın bu kadar aradım ulaşamadım, ben bu yüzden İstanbul'da kaldım. Kesin arayacaksınız değil mi 5 dak sonra?" dedim. "Evet, evet." dedi karşıdaki. 5 dak. değil yarım saat geçti, yine arayan soran yok. Ben de bir daha aramadan sormadan biletimi aldım ve o akşam evime döndüm. O firmadan ise değil ertesi gün, hiçbir zaman haber çıkmadı. Ayıp denen bir şey var ama ayıbı bilen nerede?

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yine bir firmayla görüşmem ve yine İstanbul, çok büyük bir firma değil ama İsveç firması belki iyi bir yerdir diye gidiyorum. Görüşme sabah 9:00'da. Sabahın köründe taa -kaldığım yer olan- Çamlıca'dan Yeşilköy'e gidiyorum, varın siz düşünün artık kaçta kalktığımı. Öncesinde bir iş başvuru formu dolduruyorum ve beni görüşmeye alıyorlar. Görüşme komik(!) bir şekilde sadece 5 dakika sürüyor, ömrümdeki en kısa iş görüşmesi. Karşımdaki kişi önce benim kendimi tanıtmamı istiyor ve sonrasında formda yazmış olduğum beklediğim ücrete bakıp "Yalnız bu ücret çok fazla, biz bu parayı veremeyiz." diyor. "Biraz daha düşebilir misiniz?" Son olarak beklediğim ücretin 400-500 daha altına bile belki çalışabileceğimi söylüyorum ama kadın benim bu dediğim ücretin de 500 daha altında bir rakam bekliyor demek ki, çünkü benim düştüğüm ücret bile fazla geliyor. Durum böyle olunca görüşmeyi sonlandırıyoruz. Ne profesyonel bir görüşme ama! Ücret fazla geldiyse bile, insan profesyonelce bitirir görüşmeyi, sabahın köründe taa oralara gitmiştim kalkıp. 

Üstelik, İstanbul gibi yerde, İTÜ mezunu bir insana neredeyse 1000 TL'nin altında bir ücret vermeye kalkmak da ayrı saçmalık! Bu da böyle bir anımdır. Neyse sabah sabah Yeşilköy havası almış oldum bu sayede :)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------


Türkiye'nin en büyük özel bankalarından birinin MT sürecine dahil olmuştum. Sınava girdim, çıktım ve sınavı geçtiğimi öğrendim. Özel nedenlerden dolayı, sınava İstanbul'da girmiş olmama rağmen mülakata Ankara'da girmek durumunda kaldım. Fakat ilgili banka mülakat bilgilerini telefonla teyit etmeyip, sadece maille yolladığı için mülakat yerim İstanbul olmuş oldu. Mülakat tarihinde finalleri olanlar, başka önemli işleri olanları falan da duydum, nasıl bir iştir bu telefon etmeden sadece mail göndermek o da ayrı bir olay! Telefonla ulaşmaya ve mülakat yerimi Ankara'ya aldırmaya çalışıyorum. Koskoca bankanın İKsından kimseler telefonlara çıkmıyor, içeride çalışanlardan aldığım İK telefonları da aynı şekilde cevapsız. Özellikle yaptıklarına eminim ve böyle kurumsal bir bankaya hiç yakışmadığına da. Neyse mülakat tarihinden 2 gün önce artık umutları kesmişken birine ulaşıyorum da aldırıyorum mülakat yerimi Ankara'ya.

Görüşmeye 6-7 kişilik bir grup olarak giriyoruz ve bize bir konu verip bu konuyla ilgili aramamızda tartışarak fikir birliğine varmamızı istiyorlar. İK yetkilileri ise bizim bu grup içindeki performansımıza göre karar verecekler. Bankaların hepsi böyle yapıyor MT mükakatlarını biliyorum ama çok saçma. Benim o an, orada tanımadığım insanlarla olan ve maksimum 5 dakika konuşabildiğim bir performansa göre işe alım kararı cidden çok gülünç. Tamam sürecin sonraki aşamaları da var ama o aşamalara geçme kararı sadece bu mülakata bağlı. Beni tanımıyorsunuz bile siz. Önce birebir mülakat yapıp, beni tanımaya çalışırsınız, sonrasında ise bir de grup içindeki performansıma bakarsınız anlarım ama bu resmen saçmalık. Nitekim elendim de, ama mülakattan sonra gruptakilerle de konuştuk. Hepimizin performansı hemen hemen aynıydı. "Alınırsak hepimiz alınırız, elenirsek de hepimiz eleniriz." demiştik. Kimler, neye göre alındı hiç bilemiyorum. Umarım en kısa zamanda mülakat stillerini değiştirirler.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bir sonraki maceram da kendi şehrimdeki bir firmayla ilgili. Ben bu firmaya hayatımın hiçbir döneminde başvurmadım, onlar nasılsa beni bulmuşlar. Önce bir görüşmeye çağrıldım, o pozisyon bana pek uygun değildi, o yüzden sonra başka pozisyonlar için arayacaklarını söylediler. Sonra başka pozisyonlar açılmış tekrar aradılar, yine görüştük ve beni hemen yönetim kuruluyla görüştürüp (ki yönetim kuruluyla görüştürmeleri sadece formalite, bu işe alındığın anlamına geliyor.) başlatacaklarını söylediler. Benim o aralar haber beklediğim daha iyi yerler vardı, ve açıkçası çok da istekli değildim orada çalışmaya. Erteledim yine ve başka bir zaman başka pozisyonlar için görüşelim o zaman dedik. 

Tabii ki firma yine peşimi bırakmadı ve bir kaç ay sonra tekrar arandım. Bu sefer canıma tak demiş işsizlik "Kesin başlayacağım. " modunda gittim görüşmeye, kabul edeceğim yani. Aynı şekilde artık kanka moduna girdiğimiz İK müdürü ile görüştüm, beni ilgili bölüm müdürüyle görüştürdü. Bu görüşme de iyi geçti, yalnız adam CV'mi eline aldı baktı baktı "Ben bu kadar program vs. bilmiyorum." dedi, ne diyeceğimi bilemedim. Neyse görüşmeden çıktım, bunlar İKcıyla görüştüler, departmandaki adam onaylamış olacak ki beni yönetim kurulu ile görüştüreceklerini söylediler. Bu arada araya öğle tatili girmişti, yemek yedim, bekledim. Tam görüşeceğim derken, İKcı kız yanıma gelip bir mazeret çıktığını ve beni o gün yönetim kuruluyla görüştüremeyeceklerini ama daha sonra arayacaklarını söylediler. Zaten o anda anladım bir gariplik olduğunu, neyse dedim, çıktım. Ertesi gün bir mail: "Daha uygun bir adayla devam etmeye karar verdik." Daha uygun bu aday kimmiş acaba diye merak ettim, birden 1 saat içinde pörtleyiveren! İçeriden durumu öğrenmeye çalıştım ve meğerse "Bu kız burada durmaz, iki gün sonra kaçar, başka yere gider." diye vazgeçmişler almaktan. Yönetim kurulu ile görüştürmek için bekletirken aklınız neredeydi peki? İki gün sonra kaçarmışım, ömür boyu çalışacağım sanki girdiğim yerde! Ne kadar çalışırsam kar sonuçta, bu şekilde elemeleri komedi!

İşte bunlar da bir kaç anım daha o lanet iş görüşmeleriyle ilgili. Artık dua eder oldum "Eğer alınmayacaksam hiç görüşmeye çağrılmayayım" diye. Çünkü cidden çok sıkıldım bu görüşme durumlarından, şirketlerin abukluklarından, saygı yoksunluğundan. Duam ne zaman kabul olacak dersiniz?


 

0 yorum var :):

Yorum Gönder

top